1936 yılında Nevşehir’in Kozaklı kazasının 30 haneli Küçükyağlı köyünde dünyaya geldim. Köydeki okuryazar olarak üç kişiydik. Kayseri Pazarören Köy Enstitüsü girişli öğretmen okulu mezunuyum.
15.12.1969 yılında Bursa’ya geldim. Bursa’ya geldiğimde beş çocuğum, iki de biz yedi nüfustuk. Hanım oraya gidince nasıl geçineceğiz diye sorunca; valla hanım yukarıda dağlarda meşe palamudu var. Ben onlardan toplar getiririm, patates gibi kaynatır yeriz. Sen hiç merak etme dedim. İlk görev yerim Davutkadı İlkokulu’ydu. Hüseyin Gedik’in öğretmen olduğunu öğrendim, kapısını çaldım. Kendisinden bana ev bulmamda yardımcı olmasını istedim. Hemen, dedi. Sağ olsun bana çok yardımcı oldu. Hemen bana bir ev bulduk. İlk evimde Ortayol Camisi’nin oradaydı. Davutkadı İlkokulu’ndan 6 ay öğretmenlik yaptıktan sonra yeni geldiğim için beni yeni açılan Ahmet Hamdi Tanpınar İlkokulu’na aldılar. 1970-1975 yıllarında o okulda görev yaptım. Okul yeni yapılmıştı. Okul bahçesinde bulunan çam ağaçlarını ben diktim. 1975-1980 yıllarında da Emir Buhari İlkokulu’nda görev yaptım. Ben göreve geldiğimde eski okul binası yıkılmış yeni bir bina yapılmıştı. 1980 yılında da emekli oldum. 1980 yılından sonra da cenabı Allah bize üç tane daha çocuk verdi. Emekli olunca ziraata başladım. Seçköy’den arazi aldım. Hayvancılık yaptım. Yani mücadeleye devam ettik.
Davutkadı Mahallesi Esen Sokak’ta 1977 yılında bir ev yaptım. Ev yapmak için burayı tercih ettim çünkü başka yerde ev yapmaya gücüm yoktu. Buralar biraz daha ucuzdu. İlk arsayı daha yukarıdan son parselden aldım. Sonra orayı satarak şimdiki evimin arsasını aldım. Evi kendim yaptım. Emeğim çoktur. Gündüz öğretmenlik yaptım, okuldan çıkınca da evimi yaptım. Eskiden müteahhit falan yoktu. Buralarda ev yoktu, çamlıktı, hiçbir şey yoktu. Bizim sokak yeni kuruluyordu. Ben geldiğimde sadece Murat Karadeniz, Hasan Kılıç ve İspirli Rızalar vardı. Musababa Caddesi vs. sonradan kuruldu. Derebahçe’den aşağısı Davutkadı, yukarısı ise Emirsultan olarak geçerdi. Ben geldiğimde hiç bir şey yoktu.
Arabalar buralar kadar gelmiyordu, Yeşil’den dönüyordu. Sonra Emirsultan’a kadar gelmeye başladı. En son arabalar Derebahçe’den dönmeye başladı. Derebahçe; Emirsultan ile Davutkadı arasındaki boş alan. Otobüslerin son durağı, Ortayol olarak anılan yerdir. Biz geldiğimizde evimizden Emirsultan’a inerken patika gibi bir yol vardı. Eşya, odun, kömür at arabalarıyla getirilirdi. 60’lı yıllarda yukarıda Fettah vardı. Odun keser ve kendi arazisinde biriktirirdi. 70’li yıllarda da Emirsultan Kara Kazım ve Arnavut Murat vardı. Onlardan odun alınırdı.
Düğünler hep mahallede olurdu. Salon düğünleri yoktu. Âşık Abimiz vardı. Nilüfer Köylü Pazarı’nda kahvehanesi vardı. İsmi Mehmet Ali’ydi. Çok sevilen biriydi. Zeyniler köyüne giderken bir yazlıkları vardı.
Mahalledeki insanlarla teşviki mesaimiz çok iyiydi. Bayramlarda gider gelirdik. Akşamları görüşürdük. Özellikle burada bir sokak Öğretmen Sokağı olarak bilinirdi. Sonradan bir şehidin adı verildi. Aşağı yukarı 11 tane öğretmen vardı. Polislerde çoktu. Eskiden burası memur yeriydi.