4 Kasım 1948’de şu an Umurbey, Hamam Sokak’ta Tuncalı Apartmanı olan yerdeki eski evimizde dünyaya geldim ve halen o eski evin yerine yapılan Tuncalı Apartmanı’nda oturuyorum. Babam Nuri Tuncalı evimizi 1947 yılında yaptırmıştı. Evimizin yukarısında Sait Ete’nin fabrikası ve köşkü vardı. Onun dışında o bölge tamamen boştu. Çoban Bey Türbesi’nin olduğu yer mezbelelikten beterdi. Burasıyla ilgili bir anımı paylaşmak isterim: Yakın akrabalarımızdan birinin çocuğu hep ağlardı. Doktorlar bu duruma bir çare bulamadılar. Bu sırada biz de amcamlarla birlikte aynı evde oturuyorduk. Bir gün evin penceresinden halamla yengemi türbeden aşağıya doğru koşarken gördüm. Anneme ne yaptıklarını sordum. “Emel’i bıraktılar” dedi. “Nereye bıraktılar” dedim, “türbeye bıraktılar” dedi. Akşam ezanı okunduktan sonra 8 aylık çocuğu gidip aldılar ama bebeğin ağlaması gene de durmadı.
Bizim evin önünden Sait Ete’nin fabrikasına kadar buğday ekildiğini hatırlıyorum. Yoldan 1-1,5 metre kadar çukurdu. Oralar hep dere tarafında yapılan evlerin inşaat topraklarıyla doldurulmuştu. Özhan Market’in olduğu yer ise Beylik Fabrikası’ydı. Onun dışında da bölgede pek çok fabrika vardı.
1960’lı yılların sonlarında mahallede karpuz gecesi yapmaya başladık. O dönemlerde insanlar kendi eğlencelerini kendileri yaratırdı. Arkadaşlarla kendi aramızda para topladık ve 400-500 kg karpuz aldık. İlk karpuz gecemizi Hatice Hanım Teyze’nin bahçesinde düzenledik. Karpuzun yanında gazoz, kuru pasta da almıştık. Arkadaşlarda kurdukları bir grupla müzik yapmışlardı. Bu eğlence mahalledekilerin çok hoşuna gitti ve tekrarlamamızı istediler. Bu geceyi ben, Yüce Doruk, Volkan Gürmeriç ve İsmail diye bir arkadaş organize etmiştik. Kapuzları halden İsmail triportörle getirmişti. Evlerden sandalyeler toplamış ve bütün mahalleliyi davet etmiştik. Daha sonra bu etkinliğimiz Tepe dediğimiz düz bir alanda dans yarışmasına dönüşmüştü. Hatırladığım kadarıyla karpuz almayı da bırakmıştık.
Tatillerde her akşamüstü Çekirge’deki Hüsnü Güzel’in bahçesine çay içmeye giderdik. Ulucami’nin karşısında bir nargile kahvesi vardı; bir de oraya giderdik. Başka gidecek yerimiz yoktu zaten.
1958 yılında mahallede bir tek bizim evimizde su vardı. Ayrıca Umurbey Camisi’nin önündeki çınarın dibinde bir sokak çeşmesi bulunuyordu. Ekmek bakkallarda satılmazdı. Atın iki tarafına dolap asarlar, ekmeği de dolapların içine sıralarlar ve kapı kapı gezerek ekmek satarlardı. Bu ekmekler Yenimahalle’deki fırından gelirdi. 1963ya da 1964 senesinde Yavuz Abi’nin bakkal dükkânı açılmıştı. Şu anda Setbaşı’ndaki Şok Market’in bulunduğu yerde Setbaşı Karakolu vardı. Setbaşı İlkokulu’nun bitişik duvarının üstündeki çıkmaz sokakta da bir kilise bulunuyordu.
Rahmi Bey, Topal Ahmet bölgenin bilinen, kendi halinde insanlarıydı. Eski evlerin yıkılarak yerine apartmanların yapılmaya başlaması 1970’li yıllarda başladı. Bizim evimiz 1974-1976 yılları civarında yıkıldı ve yerine Tuncalı Apartmanı yapıldı. Ancak bizim sokakta çok büyük bir değişiklik olmadığını düşünüyorum.
Sibel Gök tarafından 14 Mayıs 2013 tarihinde görüşülmüştür.