MUSTAFA KAVURMACI İbrahimpaşa Mahallesi 0 532 462 82 24 — 222 94 18
1936 Bilecik Kurtköy doğumluyum. Din görevlisi olarak Bursa Hacılar Camii’nde 30 yıl imamlık yaptım. İlkokul mezunu iken, çevrem, cemaatim aydın kişilerden oluştuğu için ( öğretmen, vali yardımcısı, avukat gibi) ortaokul ve liseyi dışarıdan tamamlayıp, Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İktisad bölümünü bitirdim. Bir yandan da Kız Lisesi, Çizakça Koleji, Ticaret Lisesi’nde öğretmenlik yaptım. Diyanet’in kurslarında dini eğitim verdim.
1960 senesinde bu mahalleye yerleştim. O zamanlar Hacılar Mahallesi olarak bilinirdi. Bu mahalle Bursa’nın en eski mahallelerinden. Pek apartman yoktu, evler bahçeli idi. Hepsi eski yapıdan ibaretti. Komşuluk ilişkileri sağlamdı. Evler bahçeli, olduğu için cemiyetler bahçede yapılırdı. Bahçelerde aşçılar tutulur, yemekler pişirilirdi, vaazlar okunurdu. Mevlitler okunurken, büyük dikkatle dinlenirdi.
Hacılar mahallesi denmesinin sebebi ise; eskiden batı tarafından hacca gidilirken, buradan geçerlermiş. Sonları konaklamaya da başlamışlar. Hicaza geçerken olduğu için de Hacılar Camii- mahallesi denmiş.
Burası çok medeni bir mahalleydi. Kavga gürültü olmayan, yanlış şeyler vukuu bulmayan bir mahalleydi. En huzur dolu mahalleydi diyebilirim. Sazlı ve ilahili gezekler olurdu. Turizmciler vardı. Caminin karşısından otobüsler kalkardı. Hacıya gidenler uğurlanırdı. 1960lardan 1980lere dek sürdü diyebilirim.
Ben bir imam olarak bu mahallede ilk otomobil sahibi olanlardan biriyim. Murat 124 model, kırmızı bir otomobil. Tiyatro burada olduğu için, her temsilde yerim vardı. Tiyatroya, özel davetli olarak eşimle giderdik. Oyuncular da camiye gelirdi.
Tiyatro Müdürü Ali Cengiz Çelenk hastalandığı zaman vasiyet ediyor, benim cenazemle Kavurmacı ilgilensin diye. Çok değerli eşi Feyha Çelenk, eşinin benim cemaatimden olduğunu böyle öğrenmiştir.
O yıllarda tiyatroya gitmek, konser dinlemek hocalar için garip karşılanırdı. Halk tarafından benimsenmiyordu. Bu yanlışlıkların karşısında yer aldık.
Burada daha ziyade memurlar, hâkimler ve esnaflar bulunurdu. Bursa’nın sayılı esnaflarından Ömer Lütfiler bu mahallelidir. Genelde çalışan kadınlar memurdu. Esnafın eşleri çalışmazdı. Herkes birbiri için büyük önem taşır, saygıdeğer olarak değerlendirirdi.
Mahallede trafik hızlı olmadığı için çocuklar kapı önlerinde oynarlardı. Kendileri oyunlar kurarlardı. Top oyunları oynanırdı. Cami önünde bile top oynanırdı. Bayramlar çok güzel geçerdi. Herkes birbirini ziyaret ederdi. Hazırlık yapılırdı, kılık kıyafetten evin temizliğine kadar bayram öncesi yaşanan tatlı telaş fark edilirdi.
Aslında İbrahimpaşa aynı zamanda bir kültür mahallesi idi diyebiliriz. Bursa’ nın önemli kolejleri Çizakça ve Sözeri Koleji burada idi. Sözeri Koleji, camiye bitişikti. Ben de dışarıdan okulu bitirirken oralardan istifade ettim. Derslere dinleyici olarak katıldım.
Mahallenin altı üstüne geldi. Bu mahallenin asıl yerlilerinin çoğu, bademli ve çekirge semtlerine taşındı. Son 15 yıl içinde hızlı bir değişim oldu. Göç aldı ama Türkiye’nin batı bölgelerinden insanlarımız tarafından. Caddelerimiz dar, park yeri sorunumuz var. Şu an hizmet veren katlı otoparkın ücreti yüksek. Ücretsiz park yerleri olsa iyi olur. Okul çok var gibi duruyor ama aslında mahalleliye yetmiyor. Başka mahallelerden taşımalı sistemle öğrenciler geliyor. Okulumuz kapasitesi arsın diye Atatürk İlköğretim Okulunun bahçesine ek binalar yapıldı. Ancak ben çocukların teneffüs hakları ellerinden alındı diye düşünüyorum, oynayacak yerleri kalmadı.
İLKNUR ÇATAK ŞEN