10.08.2010
İbrahimpaşa Mahallesi Muhtarı
1952 senesinde Bursa’da doğdum. Çocukluk ve gençlik yıllarım hep bu mahallede geçti. Evlendikten sonra da İbrahimpaşa’dan kopamadık. Annem Nimet, Babam Hasan Basri Saraçoğlu’dur. Dedem Alaaddin Saraçoğlu, zamanında mahallede berberlik yapmış. Babamın ise, Kapalı Çarşı’da 2 dükkânı vardı. 1958 Çarşı yangınından sonra birçok kişi gibi biz de çok zarar gördük. Ancak yangından sonra babam, bir yandan çarşıda işini devam ettirdi; bir yandan da 1960 senesinde seçildiği muhtarlık görevini yapmaya başladı. Mahalleli, babamı çok sever; sayardı. Dile kolay 40 yıl İbrahimpaşa’nın muhtarlığını yaptı. Kız Lisesi mezunuyum. Bir dönem, bugün Ulu Cami’nin civarında bulunan, havuzun yerinde kurulan Bursa Pazarında çalıştım. Orası çok bilinen bir pazardı. Evlenip çocuk sahibi olduktan sonra, bıraktım. 2000 senesinde, babamın vefatından sonra ise, mahalleli benim muhtar olmam konusunda çok ısrar etti. Ben de 2000 senesinden beri babamdan kalan bu görevi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.
Mahallemiz, zamanında Bursa’nın ileri gelen ailelerinin oturduğu bir mahalle idi. Zengin mahalle olarak bilinirdik. Mahalle sakinlerinin çoğu esnaflık yapardı. Evler, genellikle müstakildi. Bizim evimizin önünde, Hamdi Paşa Konağı vardı. Dönerek servis yapılan bir merdiveni olduğunu biliyorum. Mahallede özellikle bayanlar arasında “Sütlü Kahve” günleri olurdu. Ayrıca bugünkü gibi, her gün çamaşır yıkanmazdı. Çamaşır yıkamak için belirli günler vardı. Bu günler, genellikle Pazartesi ya da Perşembe olurdu. Cuma günü ise iş yapılmazdı.
Doğum, cenaze, sünnet, düğün, nişan gibi özel günlerimizde komşularımız hep yanımızda olurdu.
Kadınlarımız doğum yaptıktan sonra, 40 gün yalnız bırakılmazdı. Odada yanında kimse yoksa bile bir süpürge bırakılırdı. Bir gün hiç unutmuyorum: Yeni doğum yapmıştım. Yarı uyuyor gibiydim. Yattığım yataktan çığlık atarak kalktım. Rüyamda mutfağın alevler içinde yandığını gördüm. Etrafıma toplananlara bunu anlatırken, birden mutfağımızdan “Mutfakta yangın çıktı” diye bağrışmalar gelmeye başladı. Mutfaktaki kâğıtlar tutuşmuş. Başıma gelen bu olayı unutamıyorum.
İbrahimpaşa’da ilk otomobil’i Halil Dinçyürek ile Namık Alpsoy’da görmüştüm. Radyo çocukluğumuzda çok dinlerdik. Plaklar alınır; pikaplarda dinlenirdi. Televizyon ise 1975lerde geldi.
O zamanlar insanların birbirlerine hoşgörüsü ve saygısı vardı. Alışverişe zembillerle (senbil) çıkılırdı. Siyah, deriden iplerle örülü olan bu çanta, aldıklarını dışarı göstermezdi.
Mahallemizin bakkalı, İskender Eligür, sebzecisi, Ahmet Amca idi. Ayrıca Rene Kuaför de Mahallede açılan ilk kuafördür. Aktar Cemil Beyler, Fethiye Hanım ve Ziya Beyler, Doktor Ali Şendil İbrahimpaşa’nın tanınan ve sevilen kişileri idi.