20.08.1950
Resulzade ailesinin akrabasıyım. Dedemin dedesi, Dağıstan’dan gelmiş. Annem, dedem Okçulardan öz Bursa yerlileri… Annem Muzaffer Ertoksöz, babam Fuat Ertoksöz.
1969 yılında bu mahalleye annem ve büyükbabamla geldik. Mahalleye İbrahimpaşa bir hamam yaptırmış. İşte mahallenin ismi de buradan gelmektedir. Sonra, bu hamama “Mahkeme Hamamı” denmeye başlandı.
Biz, Tabak İbrahim Bey’in eski evlerinin olduğu yerde oturuyoruz. Okulun olduğu yerde; İskender bakkal, kasap, manav, Raşit Bakkal vardı.
Önceden; ahşaptan yapılmış, bahçeli tek katlı evler vardı. Emekli Kimya öğretmeni Ziya Bey’in evi, Nadide Hoca Hanım’ın evi bunlardan birkaçıydı. Okçular esnafından Salih Ocal, Doktor Mithat Alpsoy mahalle sakinlerimizden biridir. Mahallemizde, esnaflar ve öğretmenler çoğunluktaydı. Ulucalar mağazasının sahibi Kade-i Uluca’nın evi buradaydı. Mahallemizde, bildiğim kadarıyla Gayrimüslim yoktu.
Hıdrellezde, bir küp içine herkesten bir şeyler alınıp konulurdu. Sonra, bunun içinden herkese çekilişyapılırdı. Bekâr bir kız, maniler okurdu.
Mahallemizde komşuluk ilişkileri, şimdiye göre çok daha düzenli ve güzeldi. Aramızda maddi-manevi yardımlaşma üst boyuttaydı. Sünnetler evde yapılırdı. Bahçelerde yemekler verilir, mevlit okunurdu. Cenazelerde ise komşular yardımlaşır; cenaze evine yemekler götürülürdü.7 gece boyunca komşular toplanarak; tebareke okurlardı. Askerler, gürültülü şenliklerle uğurlanır ve karşılanırdı. Dayımları 14-15 araba ile karşıladığımızı hatırlıyorum.
Bizim çocukluğumuz da bir başkaydı. Kış aylarında, karlı havalarda tepeden aşağıya kızaklarla kayarak inerdik. Bizim mahallede Gezek pek olmaz; sadece Tahtakale’de olurdu.
Bizlerde Beddua yoktu; batıl inançlarla yetiştirilmedik. Büyüklerimize karşı son derece saygılıydık
Karabaş-i Veli tekkesi, Mahkeme Hamamı, Veli Şemsettin Cami mahallemizdedir.
Fırının olduğu yerde “yatır var ”denilirdi. Oraya kimse girmezdi. Hamamın
karşı tarafında, yatır olduğu söylenir. Orada dükkân işlemez denirdi.
Dağdan gelen su lezzetliydi. Baraj yapıldıktan sonra sular maalesef bozuldu.
Ben, bu mahalleye geldiğimde mahallede elektrik, su, telefon vardı (1963)
Mahallenin maddi durumu oldukça iyiydi. Mahallemiz okullar bölgesinde olduğu için; ara ara göç alırdı.(Özellikle Eskişehir ve Diyarbakır.) 2000den sonra, doğudan göç çok oldu.
Giyim kuşam daha düzenliydi. Kadınlar: Manto, ipek elbise giyerler; kuaföre gider; kendilerine bakarlardı. Şimdi maddi durum bozuldu; köklü aileler, pek kalmadı.
Annem, yunan işgali sırasında Okçular’ da doğmuş. İşgal sırasında komşuları ile bir tekkeye saklanmışlar.
Mahallemizde komşuluk üst düzeydeydi. Kadınlar toplanır; Kur’an okurlardı. Bahçelerde hep beraber el birliğiyle yufkalar yapılırdı. Şimdilerde selamlaşma bile kalmadı.
1849 yılında Kız Muallim Öğretim Okulu açılmış. Şuan Anadolu Kız Lisesi.
Mahallemizde eskiden Ticaret Lisesi, Fransız Kilisesi var. Şimdilerde ise bu kilise Pazar günleri ayin için açılıyor.
Savaş yıllarında karne ile alışveriş edilirmiş.1920’lerde mahallemizde Osmanlılardan kalma “Hamdi Paşa Konağı” vardı.
YELİZ MUTLU 04.10.2010