Burhan Gündoğdu ile sözlü tarih görüşmesi

17.09.1940 yılında Bursa’da doğdum. Ulucami’nin batı köşesinde iplik dükkânımız vardı. Bursa’da ki Kapalıçarşı yangınında mülkiyeti bize ait olan dükkânımız yandı ancak mallarımızı kurtarabildik. Bu arada yangından kısa zaman sonra Kızılay’ın çok büyük desteğini gördük. Kızılay bize Koza Han’ın üstünde muvakkaten, her direğin arasına dükkânlar yaptı ve bize 150’şer lira para dağıttı. Kızılay’ın bu yardımını asla unutamayız.

Burhan Gündoğdu -Olgunlar Futbol Turnuvası Eski Aynalı Çarşı Futbol Takımı(1990)

1964 senesinin Mart ayında Kapalıçarşı’nın yarısından çoğu tamir oldu. Bu arada Kapalıçarşı’nın içindeki Eski Aynalı Çarşı, şu anda antikacıların bulunduğu yer Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün mülkiyetindeydi. Açık artırma ile kiraya verildiğinde, oradaki 3 numaralı dükkan bana nasip oldu.  İplik ticareti olarak, hiç fasılasız 35 sene işime devam ettim. 35 sene sonra ufakta olsa bir imalathanemiz oldu. Zamanla işlerimiz ilerledikçe, imalathanemizi de büyüttük. Oğlum Orhan işlerin başına geçerek, işlerimizin daha da büyümesini sağladı. Ancak burada, bu işe ihtiyaç kalmadığını düşünerek,  10 sene evvel devrettik.

Çarşıdaki esnafın bir biri olan ilişkileri çok iyiydi. Babam da Kapalıçarşı’da esnaflık yaptı. Hatırlıyorum da, babam İstanbul’a mal almaya gittiğinde komşularının da siparişlerini alırdı. O zaman iki tane hangar vardı. Biri Yeşil Bursa diğeri Buntaş’dı. Mallar normal havada 2 günde gelir, ama fırtına çıkarsa 2 ila 3 gün gecikirdi. Yani İstanbul’a gitmekte başlı başına bir problemdi.

Burhan Gündoğdu -Şenol Çelikkol’un dükkan açılışı(1995)

Komşuluk ilişkilerinde tam bir sosyal yardımlaşma vardı.  Çarşı’da düşkünlere, fakirlere, garibanlara el altından yardımlar yapılır, kimsenin haberi olmazdı. Çarşıdaki dükkan komşuluğu, mahallelerimizde gördüğümüz komşuluklar gibiydi. Bir delikanlı evleneceği zaman, kız tarafı gelerek oğlanın çarşıdaki çalıştığı yere kötü bir ahlakı var mı diye sorardı. Kapalıçarşı’da ki bir esnafın vermiş olduğu bilgi yeterdi. Zaten esnaf yanında kötü ahlaklı birini asla çalıştırmazdı. Kapalıçarşı, bir değil iki üniversitedir. Burada çalışanların, dünya görüşü  çok farklıdır. Garibanı da zengini de bilir. İnsanlara yaklaşımı gayet yumuşaktır. Sert mizaçlı olan zaten Kapalıçarşı’da tutunamazdı. Kapalıçarşı’ya tezgahtar girip de dükkan sahibi olan çok insan vardır. Mesela ben dükkânımı mülkiyeti Vakıfların olmasına rağmen mesleğe çıraklıkla başlayan ve kendini yetiştiren  bir delikanlıya verdim. Şuanda orada İbrahim Koca adında bir delikanlı iş yapıyor. Beni görür görmez, çıkar elimi öper. Bende dükkanımı ona devrettiğim için çok bahtiyarım. Çünkü çırak olarak geldi ve şimdi işinin başına geçti. Kendisi çok temiz bir delikanlıdır.

Burhan Gündoğdu, Eski Aynalı Çarşı’nın kısmi yangından sonra açılışı-1981

Benim üst komşum Ramiz Bey vardı. Bana göre Ramiz Abi dünyanın en iyi insanıdır. Ben imalatçı olduğumdan kasanın ve dükkânın anahtarını devamlı ona bırakırdım. Ramiz Abi  dükkânımı açık tutardı. Satış yaptıysa da parayı süngerin altına koyardı. Çok namuslu ve bir okadar tevekkel bir insandır.

Aynalı Çarşı’nın ismini de biz koyduk. Rahmetli İhsan Ünlügüzel’e “ya abi ne yapalım bu dükkânım ismini” dedim. O da “ Burhan ön taraftaki dükkân hep aynalı, buranın ismi Aynalı Çarşı olsun” dedi. Ramiz Abiye sorduk. O da kabul edince, buranın adı “Eski Aynalı Çarşı” olarak anılmaya başladı.

Burhan Gündoğdu, tuhafiye ve iplik dükkanı, Ulucami’nin batısı – 1957

Ben aynı zamanda tarihi bir semt olan Muradiye’nin de yerlisiyim. Bir gün, Muradiye’den bir kadın geldi. Kocasının Almanya’ya gittiğini ve paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de Muradiye’de oturduğumdan, onu araştırdım. Anlattıklarının doğru olduğunu gördüğümde, esnaf arkadaşlardan para toplayarak yardımda bulunmaya çalıştık. Hiç bir arkadaşımda buna karşı çıkmadan yardımlarını yaptılar. Bir gün aynı kadın tekrar geldi. Ancak bu sefer paraya ihtiyacının artık kalmadığını, eşinin geri döndüğünü söylemek için gelmişti.  O zamanlar ihtiyacı olanda, esnafta dürüsttü.

Önceden dükkânlarda ısınmak için mangal yakardık. Gazı çıktıktan sonra üzerine kül döker, içeri alırdık. Önceden telefona sahip olmak da kolay değildi. Bursa gazetelerinde icradan satılık telefon ilanları olurdu.

Çarşı içinde usta çırak ilişkileri de baba oğul gibiydi. Bir baba oğlunun nasıl kötü yola gitmesini istemezse, ustada çırağının kötü ahlaka sahip olmasını istemezdi.

Çarşıda esnaf gurubu olarak tuhafiye ve manifaturacılar çok fazlaydı. Tuhafiyecilik revaçtaydı. Çok iyi geçindiğimiz esnaf arkadaşlarımız vardı. Bunların aralarında gayrimüslim olanlarda vardı. İshak Koen, Albert Ventura bunların başında gelirdi. Uzun Çarşı’da Ahmet Münir Bugi vardı. O da tuhafiye işi ile uğraşırdı. Kuvvetli bir esnaftı. Yaşeo Çemberci adında dükkanı olan bir esnaf vardı. Esnaflığı da, arkadaşlığı da çok iyi idi.

Eski Ramazanlarda kışa geldiği zaman ilk evlerimize giderdik. Ama sonra gelir dükkânımızı açardık. Dükkanların önüne hasırlarımızı atar, nargile ve çaylarımızı içerdik.

Çarşıda çok güzel hatıralarım olduğundan komşularım ve arkadaşlarım sağ olsun, eski günlerdeki gibi hoş sohbetler etmek için sık sık beni çarşıya davet ederler.

Seyit Akdoğan tarafından 26.04.2010 tarihinde görüşülmüştür.

ARAMA YAP