1926- 1928 doğumluyuz Bursa Koleji’nden mezunum 1957 yılında Tahtakale’ye taşınmıştık. Daha önce Demirtaş Mahallesi’nde oturmaktaydık. Orada bisküvi fırınımız vardı. Babam Bursa’nın en ünlü fırıncılarından biriymiş. Demirtaş mahallesindeki evimiz yıkılınca Tahtakale’den bahçeli bir ev aldık.
Dedem, Yemen’e giden ve Yemen’den dönen kişilerden biridir. Yemen’e gitmeden önce anneanneme 2 senelik erzak bırakmış ben iki seneye kadar gelirim demiş. 13 sene sonra çıkıp gelmiş geldiğinde 13 yaşında oğlu varmış. Hatta dedem askerden uzun süre dönmeyince anneanneme evlenmesini söylemişler ama o evlenmemiş. “Biz de bir kere evlenilir” denilirdi.
Mahallede düğünlerimiz çok eğlenceli olurdu. Kına geceleri yapılırdı. Tepsilerle kız evine lokumlar götürülürdü. Düğünlerimizin çoğu evlerde olurdu. Ya evlerin büyük salonlarında ya da büyük bahçelerde olurdu. Salonlarda düğünleri, hali vakti yerinde olan aileler yapardı. Kına gecelerine erkekler gelmezdi. Sadece bayanlar katılabilirdi. O zaman aileler mutaassıptı; hala da öyle ama kınalara erkekler hiç girmezdi. Düğünlerimiz bir gecede bitmezdi.
Düğünden sonra evin kaynanası, yeni gelinini gezmeye götürürdü. Komşu ve akrabalarını gezdirirdi. Buralara giden gelin de eli boş gitmezdi. Mutlaka onlara birer hediye götürürdü. Düğünlerde de kayınpederine, kayınvalidesine, görümcelerine takım elbiseler ve hediyeler alırlardı.
Eve gelen misafirlere, gelin hizmet ederdi. O zamanda gelinler, kaynanalarının yanında otururlardı. Mahalle gezekleri olurdu. Kanununu, udunu, defini çalmayı bilenler bazı evlerde toplanılırdı. Hatta bu gezekler, bizim evde de yapılırdı. Bu işi yöneten Erdinç Çelikkol’du. Erdinç Çelikkol’un sesi güzeldi. Eve gelen misafirlere de, ev sahibi ikramlarda bulunurdu.
İlk radyo, ilk gramofonun bizim eve geldiğini iyi hatırlarım. Televizyonu ise 1970 yıllarında aldık; tabi bizden önce alan komşularımız vardı.
Ramazan ayı çok güzel geçerdi; akşamları eğlenceler olurdu. Ramazan ayında, babam bize pişmaniye yapardı. Komşularla bir araya toplanır; mısır patlatırdık gece geç saatlere kadar sohbetler ederdik.
Bayramlarda komşuları ziyarete giderdik. Önceleri bayram yerleri olurdu. Herkes oralara gider; eğlenirdi. Şimdi ise ne o eski bayramlar kaldı; ne de eski ramazanlar!Komşuluklar eskisi gibi değil artık.
SEYİT AKDOĞAN 11.08.2010