Mehmet İnanmışık ile sözlü tarih görüşmesi

1936 Kars doğumluyum, 1960 yıllarında tophane mahallesine yerleştim. Dükkânımı da Tahtakale de açtım.1960 yılından bu yana Tahtakale de esnafım; buraları iyi bilirim. Tahtakale nin eski yapısın da bakkallar, kasaplar, sakatatçılar ve köylerden gelen pazarcılar vardı. Tahtakale bir çarşı yeri gibiydi. Tam ortada bir şadırvan mevcuttu.

Tahtakale de komşuluklar bir başkaydı. Samimiyet, hoşgörü ve muhabbet vardı. Verilen sözler tutulurdu. Yalan söylenmezdi. Komşular arasında büyük bir paylaşım vardı.

Benim hatırladığım mahallenin delisi İsmail vardı. Her zaman bağırırdı. İnsanlara zararı yoktu.

Mahallede düğünler evlerin bahçelilerinde yapılırdı. Düğünlerde, sözler sazlar çalınır; mahalleli eğlenirdi. Damat, düğünde tıraş edilir; tıraş aralarında arkadaşları tarafından kaldırılarak oynatılırdı. Traşta takılar takılırdı.

Önceleri evlilikler, görücü usulü olurdu. Flört etmek falan yoktu; zaten olsa da ayıplanırdı. Kız kaçırma olayı fazla olmasa da olurdu. Daha sonra kaçan bu çiftler aileleriyle araları düzeltilirdi.

Sünnetler evlerde olurdu. Paytonlarla sünnet çocuğu gezdirilir; Emir sultan’a gidilirdi. Gelen misafirlere büyük kazanlarda pişirilen yemeklerden ikram edilirdi.

Hıdrellezlerde sabaha kadar eğlence yapılırdı. Mahalleli ateşler yakar; üzerinden atlarlardı. Çeribaşı seçilir; dilekler tutulurdu.

Ramazan ayında şimdi olduğu gibi geceleri davullar çalınırdı. Yazları evlerin bahçelerinde iftarlar yapılırdı. Gelen misafirlerle evin bahçesinde namaz kılınırdı. Komşular iftara çağrılırdı.

Hacı uğurlamalarında ise hacca gidecek komşular veya aile yakınları gidecekleri otobüse kadar dualarla götürülürdü. Hac dönüşünde ise karşılanırdı. Gelen hacılar evlerde ziyaret edilirdi. Ve gelen misafirlere hediyeler verilirdi.

Mahallede gezekler olurdu. Büyük bahçeli evlerde toplanılırdı. Bu gezeklere ben de katılırdım. İlk televizyon çıktığında da çocuklar komşulara giderlerdi. O yüzden kısa zamanda ben de aldım. Komşularda bize gelmeye başladı.

Mahalle bakkalımız Bekir vardı. Mahalleli olarak çoğumuz ondan alışveriş yapardık. Mahalle sakinlerinin bir kısmı çiftçilikle uğraşırken diğerleri de esnaflık yapardı.

Bayramlarda mahallemizde başka bir hava vardı. Bayram sabahı namaza gidilir; namazdan sonra aile büyüklerimiz ziyaret edilirdi. Pınarbaşı’na bayram eğlencelerine gidilirdi. Çocuklar salıncaklarda sallanırdı. Cambazlar eğlenmeye gelen insanları eğlendirirdi.

Şimdi ise size anlatmış olduğum bu olayların çoğu yok; ne komşuluklar kaldı,ne de eski bayramlar…

08.08.2010 SEYİT AKDOĞAN

ARAMA YAP