Remzi Ağaçgözgü ile sözlü tarih görüşmesi

1955 yılı Bursa Alipaşa Mahallesi, Uzun Sokak doğumluyum. 14 yıldır da İbrahimpaşa Mahallesi’nde oturmaktayım. Büyük dedeler 1800’lü yılların sonunda Bursa’ya gelmişler. Ali Ağaçgözgü ve İsmail Hakkı Ağaçgözgü, İbrahim Ağaçgözgü ilk olarak işe kurabiyecilikle başlamışlar. Hepsi amcalarımdır. Amcam bir Rumun yanında öğreniyor kurabiyeciliği İstanbul da Kasımpaşa da. Babam, Hasan Ağaçgözgü en küçükleriydi; 1912 doğumluydu.

1967 yılında okulu bıraktıktan sonra, Mahkeme Fırını’nda işe başladım. Daha sonra Kız Lisesi’nin karşısındaki 3. Kuşak Unlu Mamuller olarak 2004 yılında kendi fırınımı açtım. Daha önce Mahkeme Fırını hamamın altındaki boşluktaydı. 1945-1951 yıllarında oradaydı. 1951 yılında şu anki yerine geçti.

Büyük dedemler ve amcamlar ilk olarak fırıncılığa İstanbul da başlamışlar. İlk olarak kurabiyecilik yapmışlar. Biz 1970’ten sonra kuru pastaya döndük. Mahkeme fırını olarak okulların hepsine biz verirdik.

İlkokulu, Şerif Ardıç İlkokulu’nda okudum. Yeşil’in alt tarafındadır. Annem Yeşil’dendi.

12 yaşında çalışmaya başladım. 1966-1967’lerde bir bisikletim vardı. O da çok büyük bir şeydi. Kimsede yoktu. 73 Javalar vardı. Bursa’da 3 taneydi; birisi bendeydi.

1971-1972 yıllarında TRT yayına başladı. İlk televizyon Ahmet Topuzoğulları’nda vardı. Topuzoğulları Bursa’nın en eski beyaz eşyacısıdırlar.

1970’li yıllarda herkeste telefon yoktu. Ben 1976’da askere giderken telefona yazıldım. Askerden dönüşte yeni bağlanmıştı.
Kasabımız Fehmi amcaydı; İskender Eligür bakkalımızdı; Şemsettin ve oğlu İbrahim abi mahallenin manavıydı. Ayakkabı tamircisi Sait amca, Akbıyık caddesinde terzi Yusuf amca vardı. Bahar Süthaneleri’nin sahibi Eşmenler’de Ticaret Lisesi’nin sırasında köşedeydiler. Onlar da mahallenin eskisiydi. Babaları Sirkeci Şaban’ın yanında kalfa olarak çalıştı.

Mahallede saygı vardı. Bugünkü gibi değildi. 1970 yılından sonra kat karşılığında inşaat başladı. 1970’e kadar evin karşısında Faik amca vardı. Atı üzerinde evinin kapısından içeri girerdi. Bahçesinde manolya ağacı vardı. Tüm mahalle ıhlamur ve manolya koparırdık bahçesinden. Burhan Dikencik, İlhan İrem, Tarık Tarcan’da bu mahalledendir. İlhan Uğurluoğulları vardı. Uğurluoğulları Tekstil’in sahipleri. Onlar da benim çocukluk arkadaşımdı.

1925lerde soyadını amcama Atatürk vermiş. Çünkü o zamanlar amcam, Çelik Palas oteliınin ağaç işlerini yapıyormuş. Bir yandan da düşünüyormuş. Atatürk amcamı öyle düşünceli görünce “-ne düşünüyorsun bu kadar” diye sormuş. O da “yakında soyadı kanunu çıkıyor; soyadım ne olsa diye düşünüyordum”. Atatürk de “ düşünmene gerek yok senin soyadın mesleğinde. Ağaç ustasısın; senin soyadın Ağaçgözgü olsun” diyor.

Sibel Gök tarafında 27.07.2010 tarihinde görüşülmüştür.

ARAMA YAP