Ali Suvar ile sözlü tarih görüşmesi

1946 Bursa doğumluyum. Büyük dedem; yani dedemin babası Seyit Ali 1882-1883 yıllarında Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelip İstanbul’a yerleşmişler. Daha sonra da Bursa’ya gelmişler. Seyit Ali dedem kardeşi Nurullah Amca ile Bursa’daki Fransız Kilisesi’ni onarmışlar. Kilisenin papazı dedeme duvara altın saklatmış. (1914-1915 yılları) Anlattıklarına göre tekstil fabrikası olan Romangal ile papaz bu altınları birlikte saklatmışlar. Dedemler, daha sonra bu durumu devlete bildirmişler. Arama yapmak istenmiş ancak Fransız mali diye kilisenin aranmasına izin verilmemiş. Sonra da altınları alıp gitmişler. Bize öyle anlatırlardı.
Ali dedem ise; yani babamın babası Bursa’nın ilk su işlerine bakan kişiydi. Babam da belediyede baş manavracıydı. Bursa’nın bütün su tesisatını, onlar yapmıştı. Babamın adı Hasan Fehmi idi. Dedem rahmetli olunca aile mağdur olmasın diye babamı belediyede işe almışlar. Daha çok korumak için. Babamlar 7 kardeşti; en büyükleri babamdı.

1920’li yıllar Hasan Dayı, Hüseyin Dayı, İsmail Dayı, Tayyibe Teyze, Küçük Hala, Rum Kızı Fehime

Annem Emine Suvar İbrahimpaşa Mahallesi’nin en eskisi. Belediyede çalışan ilk kadın memurlardandır. Annemin dedesi Emin Hilmi Efendi’yi Rize’deyken 1914 senelerinde Ermeni çeteleri alıp Batum ve Tiflis zindanlarına götürmüş. Bir avuç altını yanına almış gitmiş. Bir daha da geri dönmemiş. Büyükannemiz Güllü Hanım a “bize para ver (rüşvet) kocanı getirelim” demişler. Büyükanne bir umut parayı vermiş; ama dedemiz geri gelmemiş. Paralar da boşa gitmiş.

1937 – Hasan Suvar Su Borularını Döşerken

Kayınpederim Bahattin Bener’in babası Kosova’dan Yemene gidip şehit oluyor. İsmi Süleyman. Eşimin ailesi Kosova Piriştine’den gelme.

Mahallemiz birçok önemli kişiyi yetiştirdi. Yıldırım Gürses bu mahallenin insanıdır. Zeki Müren mahalledeki tamburi İzzet Bey’den ders alırdı. Ben de 1964 yılından beri yaylı tambur çalmaktayım. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Bölümü mezunuyum.

Bu sokak komple bizim aileye aitti. En büyük arazi Suvar ailesinindi. Eski evimiz 2 katlıydı. 7 kardeşin hepsi aynı evde evlendi.

1937 – Said Ali Dede ve Oğlunun Evi

Özhan Market’in orada Hamdi Paşa Konağı vardı. İçindeki odaları bisikletle gezdim. Çok büyük odaları vardı. Sakarya Suyu adında bir çeşme vardı. Çok büyük, mermerden bir çeşmeydi. 1953-1955 yıllarında yıkıldı. Meşhur Çinkolu Kahve vardı. Maksem’e çıkan sol köşedeydi. Yıldırım Gürses’in evinin altındaydı.
Mahallemizde kına geceleri mutlaka yapılırdı. Çengisiz kına gececi olmazdı. Bir def, keman ve oynayan genç biri olurdu. Genç olan oynamaya nazlanırdı. 10 verirseniz belki olmaz, 25 verirseniz olur diye para toplanırdı. O kız oynatılırdı.

1937- Nisa, Meliha, Nejla, Tayyibe, Emine, Aliye Suvar

Şu anki elektrik işletmesinin bulunduğu yerde, Fransızlara ait bir elektrik santrali vardı. O motor çalışınca sesini bu mahalleden duyardık. Sonra, o motor yetmeyince Merinos, elektrik vermeye başladı. Bursa’nın sanayisi Fransızlara aitti.

Dispanserin oradaki yurdun olduğu yer hazineye ait bir yerdi. Kamuran İnan’ın babası, Kürtlük meselesi yüzünden Bursa’ya sürgün edilmişti. Kamuran İnan’ın abisi, Erkek Lisesi mezunudur.

1966- Saadet Bilgin,Yıldırım ve Ali Suvar Eşrefiler Sokak

Mahalledeki eski aileler; Suvarlar yani biz, Halis Dik, Eşref Akova Akova Bakkal’dır. Bu aralık Sivasiler Çıkmazı idi. Aralık başında İzzet Gerçeker vardı. Ali Suvar, Azime Suvar, Nefise Suvar ve babaları Seyit Ali bu sokağı oluşturuyordu. Filiz Nurullah Seyit Dede’nin abisidir. Kendisi ünlü bir pehlivanmış. Bulgaristan Tırnova’dan gelmişler.

Dere 10-15 metre daha derindeydi. Burası uçurumdu. Dereden karşısı Ermeni Mahallesi’ydi. Ali Suvar dedemiz Ermeni Mahallesi’ndez 1925-1926 senelerinde 12-13 yaşlarında iki Ermeni kızı alarak çocukların arasına katıp büyütmüş ve evlendirmiş. Birini adı Fehime, diğerinin adını bilmiyoruz. Fehime Hala Müslüman olmuş ve Muradiye’de evlenmişti. Önceden Bursalı ailelerde böyle bir gelenek vardı.

Sibel Gök tarafından 7 Nisan 2010 ve 10 Mayıs 2010 tarihlerinde görüşülmüştür.

 

ARAMA YAP