1934 Trabzon doğumluyum. 60 yıldır bu mahalledeyim.
Caminin alt pencerelerinden yukarısı yoktu. Duvarlarını oradan itibaren örmeye başladık. Cami inşaatının sorumlusu Dursun Onay’dı. Ben Musababa Camii Derneği’nin idari heyetindeydim. Yıkık minare ortadan kesikti. Vakıflar’a gidip izin alarak inşaata başladık. Cami yapıldıktan sonra minaresi yapıldı. Caminin bahçesindeki büyük çınarı da ben diktim. Caminin cam pencerelerinin altındaki duvar 600 yıllık duvardır.
Ben Merinos’tan emekliyim. Topladığımız parayı derneğin kâtibine verirdik. İnşaatta mahalleli gönüllü çalışırdı. Sağdan soldan para topladık. Almanya’dan bile para gönderenler oldu. Derneğin başkanı Mehmet Çakıcı’ydı. Dernek yönetiminde Süleyman Kalfa, Dursun Onay, Murat Karadeniz vardı.
Caminin yapımı aşağı yukarı 25 sene sürdü.
Mahalleye yerleştiğimiz yıllarda çakallar mahalleye inerdi. Mahallede yol diye bir şey yoktu. Patika bir yol vardı. Mahallemizde berber yoktu. Emirsultan’a giderdik. Emirsultan’nın karşısında kahveler vardı. Orada berber Şaban, Osman ve Hidayet vardı. Onlara giderdik. Berberlerin üçü de renkli kişiliklerdi. Berber Şaban’ın saç tıraşı standarttı. Herkese aynı saçı keserdi. Berber Hidayet raporluydu. Berber Osman ise bir alemdi. Saç tıraşına başlar bırakır gider domino oynardı. Müşterinin ne istediği önemli değildi. Bakkal Fehmi ve Osman Yenikara’nın babası Halil Yenikara’nın bakkal dükkânı vardı. Birde Halil Yenikara bakkallık yapardı. Emirsultan’da manav vardı. Genellikle pazar ihtiyacı manavdan karşılanırdı. Bazen de Yıldırım’daki Cuma pazarına gidilirdi.
1980’lerden sonra mahalle bu hale geldi.
Mahallemiz yolları çok dar. Arabalar sağlı sollu park edince aradan araba geçemiyor.

Mahallede her taraftan insan var. Özellikle Erzurum ve Trabzon’dan gelip yerleşenler çok.
Eşim Hafize Kürkçü’ydü. Vefat etti.
Eskilerden Hasan Hoca vardı. İstiklal Savaşı gazisiydi. İleride bir kestanelik vardı oradaydı evi.
Abim Mahmut Kürkçü Kuvayi milliye elbisesi giyer ve göğsüne babam Mustafa Kürkçü’nün madalyalarını takardı. Kendisi Askeri Hastane’de çalışırdı.
Eskiden buralar mesire yeriydi. İnsanlar buralarda piknik yaparlardı. Buradan Kaplıkaya’ya kadar dolardı. Caminin oralarda tütün bahçeleri vardı. Tütün bahçesinden önce de futbol sahasıydı. Tütünden sonra yine top oynanmaya başlandı. 45 yıl önce bura

Mehmet Çakıcı ve Mehmet Kürkçü Musababa Camisi bahçesinde, 1983